Şimdi kanka, internette gezerken gördüğün o janjanlı siteler var ya... O sitelerin bir "vitrini" bir de "mutfağı" olur.
Vitrin (Ön Yüz): HTML, CSS, JavaScript. Bunlar sitenin makyajı, görünüşü. Müşterinin (yani senin) gördüğü yer burası. "Şu buton ne güzel," "Renkler şahane" dediğin her şey vitrindir.
Mutfak (Arka Yüz): İşte PHP tam olarak burası. İşin beyni, motoru, görünmeyen kahramanı.
Olay şöyle gelişir: Sen bir siteye girip "Giriş Yap" butonuna bastın. O an PHP mutfakta devreye girer. Elinde senin yazdığın kullanıcı adı ve şifreyle veritabanı denilen devasa kilerin kapısına gider. Güvenlik görevlisine (sunucuya) der ki: "Patron, bak bakalım bu isim ve şifre listede var mı?"
Eğer listede varsan, PHP sana özel bir sayfa hazırlar: "Hoş geldin Ece!" yazan profil sayfanı önüne koyar. Eğer listede yoksan, "Tanımıyoruz bu arkadaşı, kapı dışarı" der ve sana "Hatalı şifre" uyarısını gösterir.
Yani PHP; üyelik işlerini halleden, foruma yazdığın yorumu kaydeden, sepete attığın ürünü unutmayan, "sadece sana özel" içeriği gösteren o akıllı sistemin ta kendisidir. WordPress diye bir şey duymuşsundur, hani şu dünyadaki sitelerin yarısını ayakta tutan sistem... İşte o baştan aşağı PHP'dir.
Kısacası, site sadece "dursun" değil, "çalışsın", "iş yapsın" diyorsan, o mutfağa girip PHP öğrenmen şart. Olay bu.
Makalelere dön
27 Oct 2025
128 görüntülenme
PHP mi? O İşin Mutfağı Kardeşim!
PHP Nedir? Gel anlatıcam.